Past Perfect Tense / Past Perfect Geçmiş Zaman
Bu zaman kalıbını Türkçe olarak açıklamak daha kolay (Present Perfect Tense’e göre).
Past Perfect Tense şöyle kuruluyor :
had + participle (yani verb3 /fiilin 3. hali)
Örnek : I had talked to John : John’ile konuşmuştum
Düz cümle
I had talked to John
You had talked to John
He had talked to John / She had talked .. / It had…
We had talked to John
You had talked to John
They had talked to John
Soru
Had I talked to John
Had you talked to John
Had he talked to John
Had we talked to John
Had you talked to John
Had They talked to John
Olumsuz
I had not (hadn’t) talked to John
You had not talked to John
He had not (hadn’t) talked to John
We had not talked ..
You had not talked ..
They had not talked ..
Kullanıldığı durumlar şöyledir :
1) Past Perfect Tense (Zaman) geçmişte olan olayları doğru zaman sıralaması içine sokmak için kullanılır. Öreğin;
Ben dün akşam eve gittim. Annem yemek yemişti.
Burada, annemin yemek yeme olayı benim gitmemden önce oldu.
”I went home yesterday evening. My mother ate dinner” diye ifade etsek bunu yanlış yapmış oluruz. Zira, bu ifadenin anlamı “Ben eve gittim, annem yemek yedi olur. Yani, önce ben gittim sonra annem yemek yedi”
Halbuki biz “Annem yemek yemişti” demek istiyoruz. Dolayısıyla, “I went home yesterday evening. My mother had eaten dinner”
Yani “Ben dün akşam eve gittim. Annem yemek yemişti.”
Hatta bu 2 cümleyi birleştirip “when” bağlaçını da kullanarak “When I went home yesterday evening, my mother had eaten diner” (Dün akşam eve gittiğimde annem yemek yemişti) veya
“My mother had eaten diner when I went home yesterday evening” diyebiliriz.
2) “Past Perfect Tense” zaman kalıbını, past simple (dili geçmiş) veya present perfect ile ifade edilen cümleleri “Indirect Speech” kalıbı ile ifade etmek istediğimizde de kullanırız.
Past Simple (dili geçmiş) olarak bir Indirect Speech (Reported Speech’in bir çeşididir) cümlesi kurduğumuzda, orijinal cümlede kullanılan zaman bir geriye atılır. Örneğin;
John : “Ben Bodrum’u çok sevdim”
Indirect Cümle : “John Bodrum’u çok sevdiğini – sevmiş olduğunu - söyledi”
John said that he had liked Bodrum very much.
Mary : I finished my homework (Evödevimi bitirdim)
Mary said that she had finished her homework (Mary evödevini bitirmiş olduğunu söyledi)